Unutkanlık
Unutma bireyin etkinliklerinde kısıtlılığa yol açan ve beynimizin en önemli işlevlerinden biri olan bellek bozukluğu sonucu ortaya çıkan bir sorundur. Özellikle yaşlılarda bunama hastalığının ilk bulgusu olabileceğinden dolayı ciddiye alınması gerekir. Yaşlanma ile kişilerde ılımlı bir unutma olabilir. “Yaşla-ilintili unutma” ismi verilen bu durum ilerlemediği sürece herhangi bir hastalığa yol açmaz. Buna karşın bu tip hastaların periyodik olarak takip altında olması gereklidir çünkü bu unutma, eğer ilerleme gösteriyorsa, ciddi hastalıkların habercisi olabilir.
Daha gençlerde görülen unutmanın altında ise sıklıkla psikiyatrik sorunlar vardır. Mesela günümüz çalışma hayatının getirdiği stres, depresyon, gerginlik beyin işlevlerinden dikkat toparlama ve yöneltmeyi bozarak unutma yapar. Buna karşın bazı vitamin eksiklikleri, guatr hastalıkları, beyin tümörleri, beyin damarındaki tıkanmalar, beyin kanamaları, MS ve daha bir çok hastalık da kendisini unutma ile gösterir. Sonuç olarak devam eden bir unutma tıbbi olarak araştırılmayı hak eden bir durumdur.
Hafif Kognitif Bozukluk-Bunama Öncesi Durum
Yaşlılardaki unutma hafif olmaktan çıkıp daha belirgin duruma geldiğinde ise “hafif kognitif bozukluk-HKB” adı verilen tablo gözlemlenir. Bu durum artık bir hastalık olarak ele alınmalıdır çünkü bu durum birçok bunamanın erken dönemini teşkil ettiğinden önem verilmesi ve araştırılması gereken bir durumdur. Bu durumda yıllık demans dönüşüm oranı %10’dur; yani 10 HKB hastasından 1 tanesi ertesi yıl bunama hastası olur. Süre arttıkça bu oran da artmaktadır. Bu durumun ortaya konması için ayrıntılı bellek ve diğer beyin işlevlerini değerlendiren “nöropsikolojik testler” yapılmalıdır.
Yaşlılıktaki hangi unutma durumlarında endişelenilmelidir?
Yaşlılıktaki her türlü unutma bir nörolog, psikiyatrist veya geriatristin görmesi ve takip etmesi gereken bir durumdur. Unutkanlığı giderek artan, unutma dışında yol bulamama, aritmetik yapamama, içe kapanma, canlı hayaller görme gibi ilave bulguları olan, ailesinde Alzaymer hastası olan, felç geçiren, ciddi kaza geçiren kişilerde unutma daha ciddiye alınmalıdır. Bilinen bir nörolojik hastalığı olan (örneğin beyin damar hastalığı, MS, epilepsi gibi) veya diğer tıbbi hastalıkları olan (örneğin şeker hastalığı, kalp krizi, herhangi bir kanser gibi ) kişilerdeki unutkanlığın altında mevcut hastalıklar yatabildiğinden daha titiz bir inceleme gerekir.
Unutma nasıl değerlendirilir?
İlk olarak hekim, bireyin şikayetlerini dinler, tüm tıbbi hikayesini edinir ve ardından da hastayı iyi bilen bir yakını ile konuştuktan sonra unutkanlığın günlük yaşamdaki etkisini saptar. Hastayı en iyi bilen yakın, her zaman aileden birisi olmak zorunda değildir. Bazı durumlarda bu kişi, bir komşu, evdeki bakıcı kadın, mahalledeki bakkal gibi başka birisi olabilir.
Bunun ardından “nöropsikolojik testler” adı verilén ve kişi ilé yüz yüze ona sorular sorma, çizimler yaptırma ve bazıları bilgisayar başında tuşlara basma şeklinde yaptırılan bir takım testler ilé unutkanlığın tipi ve şiddeti ölçülür. Bu testlerin ardından hekim gerekli görürse laboratuar ve diğer tetkikleri isteyebilir (Tomografi, EEG, lomber ponksiyon, SPECT,PET, kan-idrar tetkikleri vs.) Bu tetkiklerden M.R. incelemesi özellikle nadir rastlanan ama unutkanlığa yol açabilécek diğer nedenleri dışlamada oldukça etkindir. Bazı durumlarda basit vitamin eksiklikleri (B12 ve folik asit) ya da guatr hastalıkları da unutma yapabiléceğinden bunlara yönelik kan testleri de yapılmalıdır. Bütün tetkikler ilé birlikte hekim bir klinik yargıya vararak tanıya ulaşır.
M.R. çekimi yaklaşık 20-30 dakika sürer ve hastanın çekim sırasında hiç hareket etmemesi gerekir. Kapalı yer korkusu olan kişilere sıklıkla M.R. çekilemez. Devamlı hareket eden veya klostrofobisi olan hastalara M.R. yerine bir diğer inceleme olan bilgisayarlı tomografi yapılabilir. Bu daha kısa süren ve daha ferah bir şekilde yapılan bir yöntem olmasına karşın M.R. kadar detaylı bilgi sağlamaz.
Alzheimer Hastalığı ve Unutma
Alzheimer hastalığı bunama yapan hastalıklar içinde en sık izlenen bozukluktur. İlk bulgusu UNUTMATIR. Zaman içinde bu unutkanlığa yön bulamama, giyinememe, idrar tutamama, muhakeme yapamama ve çeşitli davranış bozuklukları eklenir.
Bu hastalık yeni bir hastalık olmasa da hastaların sayısı giderek artmaktadır. Bu hastalık için en önemli risk faktörünün “yaşlanma-ileri yaş” olmasından iléri gelmektedir. Günümüzde tüm dünyada (özellikle gelişmiş ülkelerde ve refah toplumlarında) en hızlı artan yaş grubunu 65 yaş ve üstü kişiler oluşturmaktadır. Alzheimer hastalığının görülme sıklığı yaş ile artmaktadır (65 yaş üstü 100 kişiden 8’inde Alzheimer hastalığı görülmektedir). Yaşlanma kaçınılmazdır. Günümüzde Türkiye’de 230 bin civarında Alzheimer hastası olduğu düşünülmektedir ve bu sayı ileride maalesef artacaktır.
Çünkü Türkiye’de 2000 yılında 65 yaş üstü nüfus 5 yıl içinde yaklaşık ikiye katlanarak 4 milyon düzeyine yaklaşmıştır. Genç nüfusun giderek yaşlanacağı bir ülke olarak Türkiye’de 30-40 yıl sonra bu hastalığın en önemli sağlık sorunu olacağını söylemek münecimlik olmayacaktır. Mevcut tedavilerin erken dönemde etkili olmasından dolayı ve çeşitli koruyucu tedbirleri almak amacıyla hastalıkta ERKEN TANI hatta TANI ÖNCESİ DEĞERLENDİRME büyük öneme haizdir.
Hastalık Neden Olmaktadır?
Alzaymır hastalığı henüz nedeni tam aydınlatılamayan şekilde beyin hücrelerinin programlanandan daha erken ölmesi nedeniyle olmaktadır (yaşla beraber her kişide beyin hücre ölümü olmaktadır ama Alzaymır hastalığında bu süreç çok hızlı ve erken olmaktadır). Hücre ölümüyle birlikte beyin yavaş büzüşmeye başlar ve küçülür (bkz şekil 1) Alzaymır hastalığı bulaşıcı bir hastalık değildir, bir kanser hastalığı değildir. Çok nadir (yaklaşık 100 hastanın 5’inde) olmakla birlikte ırsi formları mevcuttu ama bunlara nadir rastlanmaktadır.
Hastalık için en önemli risk faktörleri :
Yaş (değiştirilémez faktör)
Geçmişte depresyon (değiştirilébilir faktör)
Damar hastalıkları (Kalp krizi, tansiyon yüksekliği, kolestrol yüksekliği…) değiştirilébilir faktörler
Geçmişte ciddi kafa yaralanmaları
Düşük eğitim düzeyi
Korunmak için ne yapmalıyız?
Genel sağlımıza dikkat etmeliyiz.
Sağlıklı yaşlanmalıyız.
Tansiyon yüksekliği, kolestrol yüksekliği gibi kalp hastalığı riskleri bunama için de risk faktörü olduğundan kontrol altına aldırmalıyız.
Zihinsel aktivite yapmalıyız. Bulmaca, sudoku çözmeli, kitap okumalıyız.
Düzenli yürüyüş yapmalıyız ve vücudumuzu zinde tutmalıyız.
Düzenli beslenmeliyiz. Katı yağlar yerine sıvı yağlar tüketmeliyiz, daha çok yeşil sebzeli yiyecekler yemeliyiz.
Özellikle depresyon gibi psikiyatrik hastalıklar varsa tedavi olmalıyız.
Aşırı alkol tüketmemeliyiz. Günde 1 kadeh kırmızı şarabın kalp ve damar hastalıklarına iyi geldiği prensibiyle bu miktarın üstünde alkol almamalıyız ve tercihan kırmızı şarap içmeliyiz.
Sigara içmemeliyiz.
Unutma olduğunda “yaşlılıktandır” demeyip bir hekime başvurmalıyız.